24 Mayıs 2013 Cuma

Çal Keke Çal

Sevgili çalışma arkadaşım Oktay;



Sana bu satırları 2 gündür piskoljimi eline geçiren halusiyonik videoyu izlerken yazıyorum... Dilimde Çal Keke Çal parmaklarım klavyenin ucunda. Nasıl bir müziktir, nasıl bir söz ve nasıl bir dans ki bu 2 gündür beni kendine bağladı. Bağımlı oldum halim harap, ben çektim sende çek emi Oktay ne diyim elin ıslakken tokalaşmak zorunda kal, bedava kornet kapakların kaybolsun da bulamayasın Oktay :)

Olurda bu satırları google indexler birileri tesadüfen okursa filan " Arkadaşlar sakın videoyu izlemeyin" demekten kendimi alamıyorum bu bir nevi görev bir nevi nöbettir benim için, ben yandım başka Oktay'lar yanmasın...

Güncelleme:
Kendime akşam sağlam bir döner bıçağı alacam Oktay :) Umarım yarın off günün değildir.



23 Mayıs 2013 Perşembe

Dünden bu güne neler değişti!




Uzun bir aradan sonra yine ben buralarda,

Evet en son yazdığım yazı 3 nisan 2010 tarihinde girmişim üzerinden 3 koca yıl geçmiş gibi gözüküyor. Bu süre zarfında neler yaptım derseniz hayatım da çok büyük değişiklikler olmadı desem yalan olur. 3 Nisan 2010 da İzmir den yazıyordum 23 Mayıs 2012 bu satırları İstanbul'dan yazmaktayım. Evet en büyük aşkım İzmir'den ayrıldım. Çalıştığım firmayı değiştirdim ve işi evi kısacası tüm hayatımı İstanbul a taşıdım.


15 Temmuz 2011 'den beri İstanbul da yaşamıma devam ediyorum. İlk başlarda süreç çok sancılı oldu hayatımın son 10 yılını geçirdiğim aşık olduğum şehirden uzakta, karmaşanın trafik fiziken ve ruhen beni çok yordu. İnsan garip bir varlık her şeye alışıyor, istanbul da yaşamaya bile.


İstanbulu yaşamaya son bir yıldır başladım diyebilirim. İlk bir sene çok sancılı geçti, yeni düzen, yeni ofis, yeni arkadaşlar, yeni işler, yeni müşteriler filan derken göz açıp kapatana kadar geçti. Yeni yeni tadını çıkarmaya başladım garip bir şey fark ettim çocukluk yıllarımda top koşturduğum o uzun sokaklar meğerse ne kadar kısaymış, çocukluğumun geçtiği o kocaman ev küçücük geliyor artık. Yürümekten büyük zevk aldığım istiklal caddesi bile bir alsancak, kordon boyu etkisi yaratmıyordu bende.


İş anlamında güzel projeler çıkardık, kendimi geliştirdim diyebilirim. Satış ve müşteri ilişkileri tecrübem burada kimsecikler de yokmuş onu fark ettim. Demek ki neymiş bir meslek ile ilgili diğer meslekler hakkında bilgi sahibi olmak insanı pekiştiriyormuş. Gerçi şuana kadar öğrendiklerim aslında tecrübe deyip geçtim, bu kadar çok işime yarayacakları aklıma gelmezdi.


Son olarak zaman su gibi akıp geçermiş, geri sadece hatıralar bayramlarda çekilen mesajlar fotoğraflar kalırmış. Anı yaşadığıma hiç bu kadar pişman olmadığımın en büyük kanıtı bu blog. İlk yazılarımı yazarken ki ben ile şimdiki ben arasında çok farklar var.


Kendinizi sevin.